Necati Gürsoy
Hazırlanıyor.
Biyografi
Biyografi
Şiirler
Şimdiye Kadar
Onca sorunumuz derdimiz varken
Bir de ki neredeydin şimdiye kadar
Lisanı münasip adam ararken
Bir de ki nerdeydin şimdiye kadar
Haritayı parsel parsel çizerken
Karakol adliye katıp yazarken
Millet dere tepe dağ taş gezerken
Bir de ki nerdeydin şimdiye kadar
Divan kurulurken koca meydanda
Sesimizi cümle alem duyanda
Çabuk olun vaktimiz yok diyende
Bir de ki nerdeydin şimdiye kadar
Kapalı kapılar ardında pazar
Hem beni yaralar hem seni bozar
El alem yerleşti her yeri kazar
Bir de ki nerdeydin şimdiye kadar
Necati devir bu bu devran böyle
Kimler duyar seni hayla ha hayla
Çabuk gel yanıma acele söyle
Bir de ki nerdeydin şimdiye kadar
* * *
Var
Üç beş ozan vardı elli de hafız
Şimdi üç beş hafız elli ozan var
Kalem kağıt yetişmiyor efendi
İşittim ki darabaya yazan var
Aynı kelimeler aynı heceler
Yarım ordan yarım burdan bocalar
Neresini yamalasın hocalar
Sanat dünyasında fena hazan var
Bu nasıl rüyaydı hele bir de ki
Bade yarım kalmış devrilmiş saki
Başı belli değil sonu zoraki
Bilmez misin her işte bir düzen var
Harcında sorun var tutmuyor sıvan
Düşünceler kısır üslubun yavan
Şurası olmamış denildiği an
Her şeyi tarumar edip kızan var
Kim haklı birader söyleyin sizce
Hangi dilden hangi lisan ve nece
Olmuyor bu böyle diye sessizce
Vallahi bu işten epey bezen var
Necati iyiye buyurun varım
Maalesef bundan ibaret durum
Doğrusunu benden duyun isterim
Kaydaya uymayıp biraz bozan var
* * *
Merhaba
Şubat’ın sonunda martın başında
Bahara merhaba yaza merhaba
Birbirinden güzel nameler gelsin
Curaya merhaba saza merhaba
Yeşile boyanır bütün kainat
Yaşam dile gelir ölüme inat
Her şey birbirine gerer kol kanat
Asırlardır süren ize merhaba
Birlikte ağlayan birlikte gülen
Cefayı sefayı vefayı bilen
İçinde iyilik esenlik olan
Kelama selama söze merhaba
Tanrıdan diledim bana ver diye
Bana armağandır bana hediye
Nazar dile gelsin yapmadım diye
Uğurlu bakışa göze merhaba
Arsızlık hırsızlık yapmadan güce
Kölesi olup da tapmadan güce
Alın teri ile birikmiş güce
Emeğe ekmeğe tuza merhaba
Yaşamı insanca görüp anlayan
Sevgiyi saygıyı yaşayan yayan
Vicdanını bilen onu dinleyen
Tertemiz piripak yüze merhaba
Çaba göstermeli düşmeden derde
Daha çok gayretkar olmalı serde
Onlar gibi karış karış her yerde
Peteğe arıya vize merhaba
Necati selamlar buraya kadar
Kimbilir selamlar nereye kadar
Insandır insana yettiği kadar
Sade yaşayana aza merhaba
Onca sorunumuz derdimiz varken
Bir de ki neredeydin şimdiye kadar
Lisanı münasip adam ararken
Bir de ki nerdeydin şimdiye kadar
Haritayı parsel parsel çizerken
Karakol adliye katıp yazarken
Millet dere tepe dağ taş gezerken
Bir de ki nerdeydin şimdiye kadar
Divan kurulurken koca meydanda
Sesimizi cümle alem duyanda
Çabuk olun vaktimiz yok diyende
Bir de ki nerdeydin şimdiye kadar
Kapalı kapılar ardında pazar
Hem beni yaralar hem seni bozar
El alem yerleşti her yeri kazar
Bir de ki nerdeydin şimdiye kadar
Necati devir bu bu devran böyle
Kimler duyar seni hayla ha hayla
Çabuk gel yanıma acele söyle
Bir de ki nerdeydin şimdiye kadar
* * *
Var
Üç beş ozan vardı elli de hafız
Şimdi üç beş hafız elli ozan var
Kalem kağıt yetişmiyor efendi
İşittim ki darabaya yazan var
Aynı kelimeler aynı heceler
Yarım ordan yarım burdan bocalar
Neresini yamalasın hocalar
Sanat dünyasında fena hazan var
Bu nasıl rüyaydı hele bir de ki
Bade yarım kalmış devrilmiş saki
Başı belli değil sonu zoraki
Bilmez misin her işte bir düzen var
Harcında sorun var tutmuyor sıvan
Düşünceler kısır üslubun yavan
Şurası olmamış denildiği an
Her şeyi tarumar edip kızan var
Kim haklı birader söyleyin sizce
Hangi dilden hangi lisan ve nece
Olmuyor bu böyle diye sessizce
Vallahi bu işten epey bezen var
Necati iyiye buyurun varım
Maalesef bundan ibaret durum
Doğrusunu benden duyun isterim
Kaydaya uymayıp biraz bozan var
* * *
Merhaba
Şubat’ın sonunda martın başında
Bahara merhaba yaza merhaba
Birbirinden güzel nameler gelsin
Curaya merhaba saza merhaba
Yeşile boyanır bütün kainat
Yaşam dile gelir ölüme inat
Her şey birbirine gerer kol kanat
Asırlardır süren ize merhaba
Birlikte ağlayan birlikte gülen
Cefayı sefayı vefayı bilen
İçinde iyilik esenlik olan
Kelama selama söze merhaba
Tanrıdan diledim bana ver diye
Bana armağandır bana hediye
Nazar dile gelsin yapmadım diye
Uğurlu bakışa göze merhaba
Arsızlık hırsızlık yapmadan güce
Kölesi olup da tapmadan güce
Alın teri ile birikmiş güce
Emeğe ekmeğe tuza merhaba
Yaşamı insanca görüp anlayan
Sevgiyi saygıyı yaşayan yayan
Vicdanını bilen onu dinleyen
Tertemiz piripak yüze merhaba
Çaba göstermeli düşmeden derde
Daha çok gayretkar olmalı serde
Onlar gibi karış karış her yerde
Peteğe arıya vize merhaba
Necati selamlar buraya kadar
Kimbilir selamlar nereye kadar
Insandır insana yettiği kadar
Sade yaşayana aza merhaba
Olur mu
Bir vatan düşünün cennetten köşe
Adına Türkiye dersem olur mu
Dağlarına umut yazsam rüyamda
Anlatsam hayıra yorsam olur mu
İnsanlar el ele gönül gönüle
Şarkılar şiirler türküler dinle
Işte vatanımız desek seninle
Böyle şık hayaller kursam olur mu
Sadık kalıp atamızın ahtına
Adaleti oturtmalı tahtına
Tarihin talihin kara bahtına
Vursam yumruğumu kırsam olur mu
Bıyıktan, sakaldan, boydan simadan
Acaba, fakat, lakin amadan
Öte beri senin benim demeden
Açsam kollarımı sarsam olur mu
Necati belirsiz yarın içinde
Terbiye kayboldu arın içinde
Bir nesil büyüdü sorun içinde
Daha nerye kadar sorsam olur mu
* * *
Kalacak
Çabuk tut elini değerli köylüm
Ne tepe kalacak ne dağ kalacak
Yakındır toprağın altüst oluşu
Ne bahçe kalacak ne bağ kalacak
Kaderin, kederin, talihin uğrun
Görünce figanı delinir bağrın
Kahvaltıda her zaman ki gözağrın
Ne zeytin kalacak ne yağ kalacak
Bıdır diye diye geçen her anda
Meçhule savrulduk bu son kervanda
Meydan, Bilizor, Ahalet Van’da
Ne zaman kalacak ne çağ kalacak
Bir belanın eşiğinde tuşunda
Giden gelmez yokuşunda huşunda
Çok sevdiğin o dağların başında
Ne tipi kalacak ne çığ kalacak
La havle la havle diyerek sabır
Ne havadis vardır ne de bir haber
Domates, lobiye birazda biber
Ne file kalacak ne ağ kalacak
Necati ecdadım atam kardeşim
Nerede mezarım nerede taşım
Velhasıl dostum ve can arkadaşım
Ne ölü kalacak ne sağ kalacak
Bir vatan düşünün cennetten köşe
Adına Türkiye dersem olur mu
Dağlarına umut yazsam rüyamda
Anlatsam hayıra yorsam olur mu
İnsanlar el ele gönül gönüle
Şarkılar şiirler türküler dinle
Işte vatanımız desek seninle
Böyle şık hayaller kursam olur mu
Sadık kalıp atamızın ahtına
Adaleti oturtmalı tahtına
Tarihin talihin kara bahtına
Vursam yumruğumu kırsam olur mu
Bıyıktan, sakaldan, boydan simadan
Acaba, fakat, lakin amadan
Öte beri senin benim demeden
Açsam kollarımı sarsam olur mu
Necati belirsiz yarın içinde
Terbiye kayboldu arın içinde
Bir nesil büyüdü sorun içinde
Daha nerye kadar sorsam olur mu
* * *
Kalacak
Çabuk tut elini değerli köylüm
Ne tepe kalacak ne dağ kalacak
Yakındır toprağın altüst oluşu
Ne bahçe kalacak ne bağ kalacak
Kaderin, kederin, talihin uğrun
Görünce figanı delinir bağrın
Kahvaltıda her zaman ki gözağrın
Ne zeytin kalacak ne yağ kalacak
Bıdır diye diye geçen her anda
Meçhule savrulduk bu son kervanda
Meydan, Bilizor, Ahalet Van’da
Ne zaman kalacak ne çağ kalacak
Bir belanın eşiğinde tuşunda
Giden gelmez yokuşunda huşunda
Çok sevdiğin o dağların başında
Ne tipi kalacak ne çığ kalacak
La havle la havle diyerek sabır
Ne havadis vardır ne de bir haber
Domates, lobiye birazda biber
Ne file kalacak ne ağ kalacak
Necati ecdadım atam kardeşim
Nerede mezarım nerede taşım
Velhasıl dostum ve can arkadaşım
Ne ölü kalacak ne sağ kalacak